Koronavirüse karşı 14 gün kural uyarısı

Koronavirüse karşı 14 gün kural uyarısı

Sosyal Bilimleri Üniversitesi Beyin Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, koronavirüs salgının hızla yayılmasının önüne geçmek için bütün insanlara seslenerek, önemli konularda uyarıda bulundu.

 

19 Aralık 2020 tarihinden itibaren evler içerisinde aile bireyleri dahil olmak üzere 14 gün süreyle maskesiz konuşmama çağrısında bulunan Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, bu kurala uyulması halinde virüsün insan hayatındaki etkisinin en aza ineceğini bildirdi.

 

“5 veya 10 dakika sohbetten sonra çok ağır bir hastalıkla karşı karşıya kaldılar”

 

Virüsün yayılma sebepleri konusuna değinen Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, insanların birkaç dakikalık sohbet esnasında karşılıklı içtikleri çay, kahve veya sigara muhabbetinden sonra gözlerini hastane yoğun bakımlarında açtıklarını hatırlatarak, sosyal medya üzerinden şu şekilde uyarılarda bulundu:

 

"Bilindiği üzere koronavirüs ülkemiz dahil olmak üzere bütün ülkeleri etkilemeye devam etmektedir. Ankara’da bir hastanede beyin cerrahisi olarak görev yapmaktayım. Mesaime hergün toplu taşıma araçları olan metro ve belediye otobüsü ile gitmekteyim. Günümün önemli bir zaman dilimini koronavirüs alanlarında geçirmeme rağmen bugüne kadar kendimi koronavirüsten korumayı başardım. İnşallah pandemi bitene kadar kendimi koronavirüsten korumaya çalışacağım.

 

Bu konuyla ilgili olarak kendi tecrübelerimi ve önerilerimi halkımızla paylaşma gereksinimi duydum. Koronavirüsün geçiş şekli damlacık enfeksiyonudur. Öksürme, hapşırma ve en önemlisi karşılıklı konuşma yoluyla bu hastalık insanlara bulaşıyor. Bir defa her insanı bu virüsü taşıyor gibi kabul etmek gerekir. İster sağlıklı ister ise hasta olsun herkes bu virüsü taşıma potansiyeline sahiptir. Bir hekim olarak bu uyarımdan yola çıkarak hiç kimse ile maskesiz konuşmadım. Maskesiz hiç kimsenin benimle konuşmasına müsaade etmedim. Çevremdeki arkadaşlarım günün önemli bir kısmını maske ve sosyal mesafe kurallarına dikkat etmelerine rağmen birkaç dakika sohbet nedeniyle bu hastalıkla karşı karşıya kaldılar. Birçok insan çay, kahve, sigara içerken veya yemek esnasında sohbet ederken bu hastalığa yakalandılar. Bu hastalık konusunda özellikle konuşma konusunu vurgulamak istiyorum. Özellikle bir insanı hastalığından, öksürmesinden, hapşırmasından ayırt edebiliriz. Bir insan hasta ise o kişiye mutlaka maske takması gerektiğini hatırlarız. Bu işin kolay tarafıdır. Asıl olan çok sağlıklı görünen insanlarla “birkaç dakika çay veya kahve içelim” denilerek yapılan hatalardır. Zaten bu virüsün konuşma yoluyla nasıl insan vücuduna geçtiği de deneylerle ortaya konmuştur.”

 

“14 gün içerisinde eğer herkes maske takarak birbirleriyle konuşmazsa bu virüsün etkisi çok azalır”

 

Virüsün yayılma şekillerine vurgu yapan Bakır, şunları ifade etti:

 

“İki insanın çok masum bir şekilde sohbet etmesinden sonra bu hastalığın bulaşma riskinin yüksek olduğu bir gerçektir. Virüsü taşıyan mikro partiküllerin çevrelerinde nasıl uçuştuğu görülmektedir. İnsanlarımızın maskesiz hiç kimse ile konuşmamaları konusunda uyarıda bulunuyorum. Devletimizin sokağa çıkmama yasaklarına rağmen insanlarımız bu defa çevrelerindeki insanlarla konuşarak bu uyarılara dikkat etmiyorlar. İnsanlarımız sanki evlerine virüs girmeyecek gibi bir hisse kapılıyorlar. Halbuki evin içinde yapılan maskesiz sohbetlerde oldukça tehlikelidir. Dışarıdan evin içine gelen bir kişinin evinin içerisine virüsü getirip getirmediği belli değildir. Eve gelindiği zamanda maske konusuna çok dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü ev ortamları dar alanlardır. Dar alanda bu virüs kısa paslaşmayı çok kıvrak bir şekilde yapar. Öyle bir çalım atar ki, ancak kendinizi hastanede yüz üstü yatarak görürsünüz. Bu sebeple evlerinizde maskesiz bir şekilde yüz yüze konuşmayın. Sağlığınız için birbirinizi ailece koruyun. Devlet sokağa çıkma kısıtlaması koyuyor ama insanları evinin içerisinde odaya kilitleyemez ki. Bireysel olarak bizlerin kendimizi korumamız lazım. Dolaysıyla virüs gibi bir düşmana karşı bilinçli olmamız lazım. Bizim bu düşmanla mücadele ederken, bu düşmanın zaafını çok iyi bilmemiz gerekir. Eğer düşmanımızın zaafını bilirsek savaşta başarılı olarak çıkarız.

 

Bu virüsün en büyük zaaflarından bir tanesi 10 günden fazla yaşamamasıdır. Bir virüs bir beden de ancak 10 gün yaşayabilir 10. günden sonra yaşamaya devam edebilmesi için başka bir bedene geçmesi gerekiyor. Onuncu gün başka bir bedene girerse yaşama şansı vardır. Bu şekilde yayılmaya devam edecektir. Virüs konusunda kolektif olarak hareket edersek bu virüsü yüzde 90 ile 100 arasında yenebiliriz. 14 gün içerisinde eğer herkes maske takarak birbirleriyle konuşmazsa bu virüs’ün etkisi en aza iner. Koronavirüsü bulunduğu bedene hapsetmek için güzel ülkemin güzel insanlarını 19 Aralık 2020 tarihinden itibaren evleri içerisinde aile bireyleri dahil olmak üzere 14 gün süreyle maskesiz konuşmamaya davet ediyorum. Tünelin ucu göründü, aşılar gelmeye devam ediyor. Toplumun bağışıklığı sağlanıncaya kadar lütfen kurallara uyalım. Bu kadar basit bir önlemle canlarımız ve sevdiklerimiz aramızdan ayrılmayacak, ülke ekonomimiz zarar görmeyecektir. Herkesi bu sorumluluğa uyamaya davet ediyorum."

Yorum Yaz